06 Aralık 2007

GÜVERCİNLERİN AYAKLARINI BAĞLAMAYIN




Merhaba,

Bugün yine olayla başladı günüm. 1 aydır balkonumuza gelen bir güvercin var; ilk gördüğümde bi garip yürümeye çalışıyordu anlayamadım biraz dikkatli bakınca ayağına ince ama çözülmesi imkansız bir ip bağlanmış olduğunu gördüm. Karnı aç perişan ve diğer kuşların arasında eziliyor, yemek yedirmiyorlar.

Hergün fırsat kolladım içeri yemek koyup girmesini bekledim ki yakalayıp ipini kesebilelim. Sonunda bu sabah başardık. Yemeği koyup tam yerken resmen üstüne atladık. Tuttuktan sonra ipi kestim, ipi keserken ellerim titriyordu çünkü bir yandan korkuyordum korkarsa panik yaparsa diye biliyorsunuz kuşlarda kalp sektesi sık oluyor. Neyse ipi kestim ama bir ayağı ve parmaklarında iltihap ilerlemiş, şişmiş kan sızıyor artık yarasından. Krem sürdüm biraz ip parçalarını temizlemeye çalıştım. Kurtuldu yavrum tutsaklığından. O kurtuldu da ben endişelerimden nasıl kurtulacağım. Bu ilk kuş değildi ayağındaki ipi kestiğim sonda olmayacak çünkü insanlar vicdansız.

Bunu yapan çocuk da olsa büyük de olsa vicdansız. Lanet okudum sürekli, o minik cana bunu aylardır çektirmeye ne hakkınız var. Ayağını bağlayınca ne geçti elinize, etrafınıza bir bakın ayağı ya da parmağı kopmuş o kadar güvercin varki... Nolur yapmayın, etmeyin, insan kılığındaki canavarlar, hayvanlara eziyet etmeyin hiçbişe bilmiyorsanız onlarında sizin gibi canı olduğunu onlara yaptıklarınızın size yapıldığını bir an düşünün. Yok eğer biz buna devam ederiz diyorsanız ozaman sizi Allaha havale ediyorum. Allah sizi bildiği gibi yapsın.......




01 Aralık 2007

CERDO




Merhaba,

Bugün size sokağa atılmış minik bir kedinin hikayesini anlatacağım...

Birgün aceleyle, elimde ihale dosyaları, vakit darmı dar koşturuyorum. Taksiye binmeye karar verdim ve taksi durağına kadar yürüyeyim bari dedim. İyi ki yürümüşüm, çünkü Cerdoyu göremezdim o tarafa gitmeseydim.
Yağmurlu bir gündü, acele acele koştururken karşı kaldırımdan bir ses geldiğini duydum kafamı çevirdiğimde ne göreyim. Yanında yağmurdan ıslanmış bir koli, kedicik koliden çıkmayı başarmış ama soğuktan, açlıktan ve ağlamaktan perişan resmen kaldırıma yapışmış tüyleri ıslanmış ve soğuktan donmuş dik dik olmuş. Ağlamaktan sesi kısılmış ama hala bir ümit ağlayarak annesini arıyor. Belli ki ailesinden eksik eğitim almış bir çocuk bu kediyi almış evine götürmüş, annesi babasıda kızmış ve hayvanı koliye koyup kaldırımın kenarına terketmişler. Ahh ah bu insanlar ve insan yavruları yokmu...

Neyse benim ihaleye yetişmem gerek ama kediyi o durumda bırakabilirmiyim. Sizce ???

Tabiki bırakamam, bırakmadım da. Hemen koştum karşı kaldırıma, koli ıslak tı ama kediciği koydum o koliye ve atladık taksiye. Anneme götürmek geldi aklıma çünkü acil bakıma ihtiyacı vardı. Annemde kızacak ama mecburum artık hem zavallının halini görünce dayanamaz bişe demez diye düşündüm. Düştük yola; kedi ben ve ıslak koli ha bide dosyalar.

Anneciğim açtı kapıyı buda ne dedi kediyi görünce onunda yüreği parçalandı. El kadar kediye bu eziyet edilirmi ne diye ayırırsınız annesinden be vicdansızlar. Neyse hemen sardık havluya kuruladık, süt verdik yumuldu süte bacaksız. Karnını doyurdu kurudu ve hemen uykuya daldı. Bütün gün baygın gibi uyuduktan sora marifetlerini ortaya dökmeye başladı.

İlle kucak istiyor ve siz yerde dururken paçanızdan omzunuza kadar tırmanıyor, kucakta oturmaya bayılıyordu. Şekermi şeker aynı pamuk şekeri gibi. 1 hafta kadar şeref konuğumuz oldu kendisi toparlandı serpildi. Bahçede kedi nufusu fazla olduğundan onun iyiliği için ona yuva bulmalıydık. İnternette resimlerini yayınlayınca sıraya girdi insanlar ve şirin bir kıza verdik Cerdoyu. Adını annem koydu bizim yörede "Cerdo" nun bu kediye uygun güzel bir anlamı var.

Cerdo dan haber aldık iyiydi yeni evine alışmıştı. Darısı diğer zavallı kedilerin ve köpeklerin başına. Bu arada ihaleyi de kazandık.